Tarih: 20.04.06
Saat: 10.15 – 12.00
Yer: Kaos GL Derneği, Ankara
Söyleşenler: Murat Güney (MG), Canay Özden (CÖ), Ali Erol (AE)
MG: Herkese sorduğumuz ilk soruyla başlayalım. Sizin için devrim ne ifade ediyor? Devrimi nasıl görüyorsunuz, kendi adınıza nasıl tanımlıyorsunuz?
AE: Ben sonuçta kendi hayatımdan hareketle bu soruya cevap verebilirim. Belki eşcinsel olmam, eşcinsel olmamın çok erken yaşlarda farkına varmam, bununla ilgili hayatı algılayışım ve halihazırdaki ilişkilere adapte olmam ya da olamamamın çatışmalarından dolayıdır belki. Çocukluğumda köyde, sonra Mersin’de hep bir farklılık, bir uçluk, veya bugünden bir terimle baktığımızda radikal bir konumlanış, radikal bir ötelemeyle karşı karşıya kaldığımı hatırlıyorum. Doğrudan devrim adıyla lise döneminde dışarıdan bir heyecanı şimdi paranteze alırsak örneğin, üniversitede kendine devrimci diyen insanlarla karşılaşıyorduk. Aslında benim de, eşcinsel olmamı homofobisinden arınmasa bile benimle ilişkilenme anlamında kendisine sorun etmeyen heteroseksüel bazı arkadaşlarımın da örneğin bir devrim hayali vardı. Kendilerini “Ben devrimciyim” diye tanımlamasalar da devrim için bir şeyler yaptıklarını düşünürlerdi, düşünürdük. Ama örneğin devrimin veya devrimciliğin asıl sahibiymiş gibi olan, kendi aralarında da anlaşamayan bazı gruplar, insanlar bizi devrimci olarak görmezlerdi. Ben o zaman şeyi fark etmiştim. Yani ben elimden geldiğince, aklımın erdiğince bir şeyler yapmaya çalışıyorum, bu toplumu dönüştürmeye, ilişkileri dönüştürmeye çalışıyorum. Ben devrimci olmuyorum ama benimle aynı okuldaki insanlar üç tane sloganla hayat boyunca devrimci olabiliyorlar. Örneğin ilk benim kırılma noktam veya farkına varma, ayırt etme noktam herhalde o döneme tekabül ediyor. O benim için devrim, devrimci, devrim için mücadele etmek, amiyane deyişle “e iyi de neyi devireceğiz, yerine ne koyacağız?” anlamındaki soruların kendiliğinden gündeme gelmesi, günışığına çıkması, arkadaşlarımızla formel ya da informel bu soruları masaya yatırmamıza vesile olmuştu. Çünkü yani orada hüzün veren de bir nokta vardı; ben onlardan belki çok daha fazla çalışıyorum, çok daha fazla söz verdiğim gibi, tek başımayken bile aynı pratiği sergilemeye çalışıyorum, ama ben devrimci değilim. Bu nasıl oluyor? “Peki onun devrimi ne ola ki?” sorusu geliyor. Bu durumda elbette ki toplumlara, dünyaya, şuna buna baktığımızda şey konusu benim için de geçerli: Devrim kökten bir değişim. Yani halihazırdaki ilişkilerin, sosyal örgütlenme biçiminin kökten bir değişimi olarak tanımlanırsa, bu tanım benim için de geçerli. Elbette burada şey de çıkıyor; o bitmez tükenmez tartışmalar, ben biraz da yetişemedim, 70 doğumlu olduğum halde, ortaokula başladığımda darbe olmuştu, falan falan, insanlar otobüslerde götürülüyordu. Ama yetişemedim dediğim kısmında devrim hani politik ve sosyal tartışmalarında belki de bizim dönemimiz itibariyle bakıldığında yetişememek bir dezavantaj da değildi. Hani farklı bir tahayyül geliştirmek için, farklı bir şeyler için çabalamak için. Örneğin politik iktidarın fethi anlamında bir devrim bana hiçbir zaman heyecan vermedi. Bu anarşiyle ilişkilenme, anarşinin ve özgürlükçü düşüncenin farkına varma onunla bağ kurmadan önce de kendiliğinden gelişen bir şeydi. Benim anladığım devrim, yine o geleneksel tartışmalarla paralel gidecek olursak, aslında sosyal bir değişim. Sosyal ilişkilerin kökten ve radikal bir değişiminden ben devrimi anlıyorum. Burada elbette ki yine bir sonraki cümleyi aydınlatmak, açmak gerekir. İnsan ilişkileri vesaire durumlarda toplumdaki sosyal örgütlenme radikal bir şekilde değişse de, örneğin bu ister bir yıkım olarak olsun, ister halihazırdaki politik iktidarın dönüşümü, el değiştirmesi olsun, artık biz biliyoruz ki hem günlük hayatlarımızdan, hem de yüzyıllara yayılan toplumsal ilişkilerden biliyoruz, insan ilişkileri “Bugün devrim oldu, yarın her şey değişti” şeklinde olmuyor. Böyle bir şey olmadığının da artık insanlar farkında. Bu durumda o zaman, sürekli bir değişim dönüşüm sürecine yaymak gerekiyor devrimi. Yeni ilişkilerin kurulması, bu yeni ilişkilerin yeniden ve yeniden sorgulanarak kurulması anlamında devrim aynı zamanda bir süreç.
Okumaya devam et →